loader image
İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Orta Asya Türk Devletlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni ‘‘Kıbrıs Cumhuriyeti’’ Olarak Tanıması ve Tanıma Kararının Türk Devletleri Teşkilatı’na Etkileri

Giriş

Orta Asya Türk devletleri olan Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıması, uluslararası ilişkilerde ve özellikle Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bu makalede, söz konusu tanıma kararının nedenleri, Türkiye’nin bu duruma yaklaşımı ve bu durumun Türk Devletleri Teşkilatı’nın siyasi birlik gücüne olan etkileri çeşitli kaynaklar ışığında analiz edilecektir.

Orta Asya Türk Devletlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni Tanıma Nedenleri

Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımasının temelinde çeşitli faktörler yatmaktadır. Bunlardan ilki, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler faktörüdür. Bu devletler, uluslararası hukuk normlarına ile Birleşmiş Milletler ve onun kararlarına uyum çerçevesince BM’nin Kıbrıs ile ilgili kararlarına paralel hareket etmektedirler. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan küresel alanda devletler ilişkilerinde uluslararası hukuk normlarına uyumu önceleyen bir dış politika benimsemiştirler. Bir diğer faktör ile ise uluslararası ilişkilerin temelini oluşturan devlet egemenliği ve tanınma ilkesi faktörüdür. Her devletin birinci önceliği kendi ulusal devlet egemenliği ve tanınma ilkesi çerçevesinde hareket eden Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda uluslararası alanda alanda tanınan bir entite olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, bu ilke doğrultusunda tanıması etkili olmuştur. Uluslararası alanda özellikle Batı dünyası ile ikili ve bölgesel ilişkileri geliştirmek isteyen ve önceleyen Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan, bu gerekçe ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıma yoluna gitmiştir. Bir diğer önemli faktör ise Batı dünyası ile ilişkilerde Türkiye’den bağımsız politika geliştirme politikalarıdır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Türkiye ile tarihi, kültürel ve ekonomik bağlar güçlü olsa da, bu devletler dış politikalarını tamamen Türkiye’nin çıkarlarına göre şekillendirme zorunluluğu hissetmemektedirler. Devletler kendi ulusal çıkarları ve bölgesel dengeler doğrultusunda hareket edebilme özerkliğine sahiptirler. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’da bu doğrultuda, Batı dünyası ile entegrasyon sürecinde Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda değil kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etmekte ve başta ekonomik ve siyasi ilişkiler olmak üzere tüm alanlarda ikili ilişkilerini geliştirmektedirler. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak Avrupa Birliği (AB) üyesi olması, Orta Asya Türk devletlerinin AB ile geliştirmek istedikleri ekonomik ilişkilerde pragmatik bir yaklaşım sergilemelerine neden olmuştur. Bunun yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Türkiye dışında uluslararası alanda tanınmaması, diğer devletlerin de benzer bir adım atmasının temel nedenlerinden birini oluşturmuştur.

Türkiye’nin Tepkisi ve Açıklamaları

Türkiye, yaşanan bu gelişmeleri ciddi bir siyasi kriz olarak Türk dünyasının siyasi birliğinin ve gücünün zarar görmesi üzerinden değil daha ziyade, özelde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanınması üzerinden değerlendirmektedir. Türkiye ayrıca Kıbrıs meselesi içerisinde değerlendirilen Türkiye’nin sözde Kıbrıs’ta işgalci olarak görülmesi konusunu da, Türk devletleri ile ciddi bir siyasi kriz yaşamamak için göz ardı etmektedir. Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti’nin tepkisi, üst düzey yetkililerinin açıklamaları aracığıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne destek ve KKTC’nin tanınması gerektiğini vurgulayan açıklamalar ile söylemsel düzeyinde kalmıştır. Türkiye, Türkiye’nin sözde Kıbrıs’ta işgalci olarak görülmesini ile Türk dünyasının siyasi birliğin ve gücünün zarar görmesini, Türk devletleri ile ilişkilerinin daha da kötü etkilenmemesi adına ciddi bir siyasi krize dönüştürmemiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’ye olan güçlü desteğini vurgulayarak, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu ve onların haklarını savunmaya devam edeceğini belirtirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise bu kararların hayal kırıklığı yarattığını ve Kıbrıs meselesinin çözümüne zarar verebileceği endişesini dile getirmiştir. Türk dünyasının Kıbrıs Türklerinin yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Fidan, Türk dünyası ile Türkiye’nin arasını bozmaya yönelik manipülasyonların başarılı olamayacağını belirtmiştir (NTV, 2025; Anadolu Ajansı, 2025a,b;Stratejik Düşünce Enstitüsü, 2025).Türk hükümeti yetkililerin yanı sıra bazı siyasi kesimler ve Türk medya kuruluşları da bu kararı hayal kırıklığı ve “ihanet” olarak nitelendirilmiştir (Yılmaz, 2025; Sözcü, 2025; Kanal5, 2025; Kıbrıs Gazetesi, 2025).

Tanıma Kararının Türk Devletleri Teşkilatı’na Etkileri

Türk Devletleri Teşkilatı yetkilileri, KKTC’nin teşkilat içindeki konumunun sağlam olduğunu ve gözlemci üyeliğinin devam ettiğini belirtse de Orta Asya Türk devletlerinin bu kararı, Türk Devletleri Teşkilatı’nın siyasi birlik gücü üzerinde birçok farklı etkilere sahiptir (Kıbrıs Postası, 2025).Tanıma kararının Türk Devletleri Teşkilatı’na en önemli etkisi siyasi birlik imajının zayıflaması olmuştur. Çünkü Azerbaycan hariç üye devletlerin Kıbrıs gibi Türkiye için çok hassas milli bir konuda Türkiye karşıtı görülen farklı siyasi tutumlar sergilemesi, teşkilatın ortak bir dış politika vizyonu ve siyasi birlik gücü oluşturmadığını göstermektedir. Bir diğer etkisi ise olası anlaşmazlıklar ve gerilimler potansiyelini artırabilir. Farklı siyasi yaklaşımlar ve eylemler, üye devletler arasında potansiyel anlaşmazlıklara ve gerilimlere yol açabilir, bu da karar alma süreçlerini zorlaştırması kaçınılmazdır. Tanıma kararının Türk Devletleri Teşkilatı’na üçüncü etkisi ise teşkilatın uluslararası alanda etkin olma gücünün sınırlandırmasıdır. Sosyo-kültürel bir örgütlenme ile başlayan, ekonomik ilişkiler geliştirilmesiyle güçlü bir şekilde yoluna devam eden Türk Devletleri Teşkilatı, siyasi ve askeri alanda işbirliğiyle güçlü bir blok haline dönüşme ihtimali büyük bir yara almıştır. Türkiye’nin küresel alanda artan askeri sanayi gücü, teşkilat üyeleriyle yürüttüğü askeri ve güvenlik işbirlikleriyle de, üye devletlere askeri anlamda güç kazandırmıştır.  Fakat Türkiye’nin uluslararası alanda en önemli ulusal meselelerinden olan Kıbrıs meselesinde, Orta Asya Türk devletlerinin Güney Kıbrıs’ı tanıyarak Türkiye’yi Kıbrıs’ta işgalci bir devlet olarak görmesi teşkilatın güçlü bir siyasi bloka dönüşmesine zarar verecektir. Teşkilatın siyasi konulardaki görüş ayrılıkları, teşkilatın güçlü bir siyasi birlik hedefi yerine daha çok ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda işbirliği projelerine odaklanmasına ve bu alanda kalmasına neden olabilir.

Tanıma kararının KKTC’ye Türk Devletleri Teşkilatı bağlamında etkisini de kısaca ele alacak olursak, bu durum Türkiye’nin teşkilat içi KKTC’nin tanınması yönündeki çabalarını zorlaştırabilir ve diplomatik manevra alanını sınırlayabilir. KKTC’nin TDT’deki gözlemci üyeliği önemli bir adım olsa da, diğer üye devletlerin Güney Kıbrıs’ı tanıması bu üyeliğin siyasi katılımını sınırlayacaktır. Nitekim bölge medyası da Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin egemenliğine destek vermesini, Türkiye’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nı KKTC’nin tanınması için bir araç olarak kullanma çabalarına büyük bir darbe olarak değerlendirmektedir (Ahlawat, 2025). Ayrıca birçok bölge uzmanı tarafından Kuzey Kıbrıs’ın durumunun Orta Asya ülkelerinin öncelikleri arasında değil olmadığı ve Orta Asya Türk devletlerinin, KKTC tanınmasından ziyade uluslararası hukuka öncelik verdiği dile getirilmektedir (Erem ve Ergeshov, 2025; Qalampir.uz, 2025). Nitekim KKTC’nin TDT’ye katılımına muhalif olan Kazakistan’ın Güney Kıbrıs’a atadığı büyükelçi Burshakov’da ‘‘Dost Kıbrıs’’ ile ilişkilerimizi güçlendirmekte kararlı olduklarını açıkça ifade ederken, 2025 yılında atanan yeni büyükelçi Nikolay Zhumakanov’da Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni) “önemli bir ortak” olarak nitelendirmiş ve “Kazakistan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınan sınırları içindeki egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla desteklemektedir” ifadelerini kullanmıştır (Burshakov, 2024; Kıbrıs Raporu, 2025).

Sonuç

Orta Asya Türk devletlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması, uluslararası hukuk, devletlerarası ilişkiler ve bu devletlerin kendi ulusal çıkarları çerçevesinde anlaşılabilir bir durumdur. Ancak bu karar, Türkiye ile Orta Asya Türk devletleri arasında kırılgan hassasiyetlere yol açmış ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın siyasi birliği açısından zorlayıcı bir sınav teşkil etmiştir. Türk yetkililer ‘‘Türk Birliği’’ dayanışmasını teşvik ederken, başta Kazakistan olmak üzere Orta Asya Türk devletlerinin kendilerini Türkiye dış politikalarına tabi kılmak istemediklerini ve özellikle Kazak diplomatın birinci ağızdan bunu dile getirmesi, Kazakistan’ın çok vektörlü bir dış politikaya sahip ve ulusal çıkarlarının Türk çıkarlarından daha önemli olduğunu göstermiştir. Türk yetkililer yaşanan bu durumun, Batılı devletlerin Orta Asya Türk devletlerine politik ve diplomatik baskıları sonucunda ortaya çıktığını vurgulasa da, bu durum sadece Batılı devletlerin baskısıyla değil Orta Asya Türk devletlerinin kendi dış politika çıkarlarını üstün gösterme arzusundan ve bölgedeki hegomon güçlere karşı yeni bir küresel güç ile işbirliği yaparak bir dengeleme stratejisi yürütmelerinden kaynaklanmaktadır.

Türkiye’nin Orta Asya Türk devletleri ile ilişkilerinin gerilmesine rağmen, bölge devletleri için Türkiye’nin önemini ve etkisini yok saymak gerçekçi olmayacaktır. Ankara jeostratejik konumu itibariyle Orta Koridor, Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı gibi ticari ve enerji hatlarıyla ve Türk kurumlarında liderlik rolleri üzerindeki kontrolüyle bölgeye derinden nüfuz etmiş ve bölge devletleri için önemli bir konumdadır. Her ne kadar Türk devletleri, Kıbrıs meselesinde siyasi ayrılıklar yaşasa da, kültürel olarak birbirlerine güçlü bir şekilde bağlıdırlar. Elbette bu yaşanan siyasi gerilim sonrasında da Türk devletlerinin birbiriyle sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasi ilişkileri devam edecektir. Fakat Türk devletleri teşkilatının ortak bir dış politika çerçevesinde uluslararası alanda siyasi bir güç blokluğuna dönüşmesi imkansız gözükmektedir. Gelecekte, teşkilatın siyasi hedeflerini yeniden değerlendirmesi ve üye devletler arasındaki farklılıkları yönetebilecek mekanizmalar geliştirmesi önem arz etmektedir. Teşkilatın ekonomik ve kültürel iş birliği alanlarındaki potansiyelini koruyarak, siyasi alandaki ayrışmaların daha derinleşmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir.

KAYNAKÇA

Kıbrıs Raporu. (2025). Kazakistan, GKRY’ye Büyükelçi Atadı: TDT’de “Kıbrıs” Ayrışması Derinleşiyor. https://www.kibrisraporu.com/kazakistan-gkryye-ilk-kez-buyukelci-atadi/

Erem, O. ve Ergeshov, R. (2025). Orta Asya ülkelerinin tartışmalı Kıbrıs kararının arkasında hangi nedenler var?. BBC Türkçe,  https://www.bbc.com/turkce/articles/ckg2w41y970o

Kanal 5. (2025). Türk Devletlerinden AB İle Skandal Anlaşma | 12 Milyar Euro İçin Türkiye ve KKTC’ye İhanet. http://kanal5.com.tr/haber/siyaset/turk-devletlerinden-ab-ile-skandal-anlasma-12-milyar-euro-icin-turkiye-ve-kktcye-ihanet/1006709/

Ahlawat, S. (2025). BIG Setback For Turkey As Three Central Asian Nations Support Cyprus’s Sovereignty; End Of Road For Erdogan’s ‘Pan-Turkism’?https://www.eurasiantimes.com/end-of-the-road-for-pan-turkism-as-three-central-asian-states/

Qalampir.uz (2025). Turkic States of Central Asia prioritize international law over TRNC recognition. https://qalampir.uz/en/news/markaziy-osiye-davlatlari-turkiyaning-yuziga-tarsaki-urdimi-117469

Kıbrıs Postası. (2025). İsmail Bozkurt: KKTC’nin TDT tüm alt kuruluşlarında görünür olması kabul gördü. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2025, https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n560126-ismail-bozkurt-kktcnin-tdt-tum-alt-kuruluslarinda-gorunur-olmasi-kabul-gordu

Kıbrıs Gazetesi. (2025).Mustafa Destici: Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs’a elçilik açması büyük hayal kırıklığıdır. https://kibrisgazetesi.com/mustafa-destici-ozbekistan-kazakistan-ve-turkmenistanin-guney-kibrisa-elcilik-acmasi-buyuk-hayal-kirikligidir/

Burshakov, S. (2024). Η εσωτερική και εξωτερική πολιτική του Καζακστάν ανοίγει την πόρτα για ενισχυμένη συνεργασία με την Κύπρο. https://inbusinessnews.reporter.com.cy/article/2024/2/14/759059/e-esoterike-kai-exoterike-politike-tou-kazakstan-anoigei-ten-porta-gia-eniskhumene-sunergasia-me-ten-kupro/

NTV. (2025). Cumhurbaşkanı Erdoğan: Konu Kıbrıs olunca soyadımız KKTC’dir. https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogan-konu-kibris-olunca-soyadimiz-kktcdir,LBjb6H-sEE-ux_OmKzvUww

Anadolu Ajansı. (2025a). Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kıbrıs Türk halkı eşit uluslararası statüsünün tescilini er ya da geç temin edecektir. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-kibris-turk-halki-esit-uluslararasi-statusunun-tescilini-er-ya-da-gec-temin-edecektir/3556658

Anadolu Ajansı. (2025b). Bakan Fidan: Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edecektir. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/bakan-fidan-turk-dunyasi-bir-butun-olarak-kibris-turkunun-yaninda-olmaya-devam-edecektir/3547501

Stratejik Düşünce Enstitüsü. (2025). Hakan Fidan’dan fitnecilere cevap: Kıbrıs Türkleri Türk dünyasının aslı ve ayrılmaz bir parçasıdır, bu gerçek değişmeyecektir. Türk dünyası ile aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları başarılı olmayacak. SDE, https://www.sde.org.tr/turkiye/hakan-fidan-dan-fitnecilere-cevap-kibris-turkleri-turk-dunyasinin-asli-ve-ayrilmaz-bir-parcasidir-bu-gercek-degismeyecektir-turk-dunyasi-ile-aramizi-bozmak-isteyenlerin-manipulasyonlari-basarili-olmayacak-haberi-57985

Yılmaz, M. E. (2025). Türk devletlerinden AB ile skandal anlaşma: 12 milyar euro için Türkiye ve KKTC’ye ihanet. Haber Global, https://haberglobal.com.tr/dunya/turk-devletlerinden-ab-ile-skandal-anlasma-12-milyar-euro-icin-turkiye-ve-kktcye-ihanet-438329

Sözcü. (2025). Türk devletlerinden AB ile skandal anlaşma: 12 milyar euro için Türkiye ve KKTC’ye ihanet.  https://www.sozcu.com.tr/turk-devletlerinden-ab-ile-skandal-anlasma-12-milyar-euro-icin-turkiye-ve-kktc-ye-ihanet-p163410

YAZAN: EMRAH RONİ MİRA

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TÜDİM © 2025