loader image
İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Karabağın kurtarılmasının ardından Azerbaycanda yeniden yapılanma süreci: Azerbaycanda yeni bir dönem

Giriş

 2020 yılında yaşanan 2. Karabağ Savaşı, Azerbaycan için sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda tarihsel ve siyasi açıdan bir dönüm noktası olmuştur. Bu zaferle birlikte Azerbaycan yalnızca Güney Kafkasya bölgesinde değil, uluslararası alanda da daha fazla tanınır ve etkili bir aktör haline gelmiştir. Karabağ toprakları, 1991-1993 yılları arasında Ermenistan tarafından işgal edilmiş ve uzun yıllar boyunca Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde kalmıştır. 2020 yılında bu toprakların özgürlüğüne kavuşması, ülkede yeni bir dönemin — yeniden inşa ve kalkınma sürecinin — başlangıcı olmuştur.

 Şuşa’nın işgalden kurtarılması yalnızca bir toprak değil, aynı zamanda milletin kaybettiği onurun yeniden kazanılması anlamına gelmiştir. Azerbaycan hükümeti 2021 yılında “Büyük Dönüş” programını ilan ederek, yıkılmış altyapının onarılması, tarihi ve kültürel mirasın restorasyonu, şehirlerin yeniden inşası ve sosyal hayatın canlandırılması için büyük adımlar atmıştır. Özellikle Şuşa, Fuzuli ve Ağdam gibi şehirler neredeyse sıfırdan inşa edilmiştir. Bu yazıda, söz konusu yeniden yapılanma süreci, gelişim aşamaları, temel yönelimler ve karşılaşılan zorluklar ele alınacaktır.

Karabağın tarihsel süreci

 Karabağ’ın bugünkü durumunu anlamak için önce tarihsel arka plana, bu topraklarda neler yaşandığına bakmak gerekir. Karabağ bölgesinin tarihsel kaynaklarına bakıldığında, bu toprakların Azerbaycan’a ait olduğu açıkça görülmektedir. Ancak 1828 yılında imzalanan Türkmençay Antlaşması’nın ardından Rus İmparatorluğu, İran ve Osmanlı topraklarında yaşayan on binlerce Ermeni’yi Karabağ, Erivan ve Nahçıvan gibi Azerbaycan coğrafyasına yerleştirmiştir. Bu göç, bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi ve Güney Kafkasya’da Rus etkisini artırmayı amaçlamıştır.

 Tarihin farklı dönemlerinde Ermenistan tarafı, Azerbaycan toprakları üzerinde hak iddia etmiş ve bunu çeşitli siyasi yollarla meşrulaştırmaya çalışmıştır. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kurulduğunda, İrevan şehri uluslararası tanınırlığı sağlamak amacıyla siyasi bir zorunluluk olarak geçici şekilde Ermenistan’a başkent olarak verilmiştir. Ancak Ermenistan bu jesti barış için değil, daha geniş toprak taleplerine zemin hazırlamak için kullanmıştır.

 Sovyetler Birliği dönemi boyunca bu gerginlikler bastırılmış gibi görünse de, 1980’li yılların sonunda ortam yeniden ısınmaya başladı. Bu süreç 1990’lı yıllara gelindiğinde doğrudan çatışmaya dönüştü. 1990 yılına gelindiğinde, Ermenistan tarafı Azerbaycan devletine herhangi bir bildirimde bulunmaksızın saldırılara başlamış; 1991–1993 yılları arasında Karabağ toprakları peş peşe işgal edilmiştir. Bu dönemde yaşanan Hocalı Katliamı başta olmak üzere, Malıbeyli, Kuşçular, Ağdaban, Ballıgaya ve Baganis Ayrım gibi köylerde de sivil halka yönelik toplu katliamlar gerçekleştirilmiştir. Katliamlar sırasında Ermeni silahlı grupları evleri ateşe vermiş, savunmasız insanları acımasızca öldürmüştür.

 Karabağ’da yalnızca binalar yerle bir edilmemişti; aynı zamanda insanlar katledilmiş, halkın umutları da derinden sarsılmıştı. O dönemlerde Azerbaycan’ın dört bir yanını adeta kara bir duman kaplamış, toplumun geleceğe dair inancı zayıflamıştı. Ancak 2020 yılında kazanılan zaferle birlikte halkın umutları yeniden filizlenmeye başladı. Otuz yıldır gökyüzünde dolaşan o kara bulutlar, sanki bir anda dağılıp yerini aydınlığa bıraktı. Bu aydınlığa giden yolun dönüm noktalarından biri, hiç şüphesiz Şuşa’nın kurtarılmasıydı.

 İkinci Karabağ Savaşı’nın en stratejik öneme sahip şehri Şuşa’ydı. Şehrin işgalden kurtarılması, Azerbaycan’ın savaşı fiilen kazandığını gösteren en net işaret oldu. 9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan ateşkes anlaşmasıyla Ağdam, Kelbecer ve Laçın şehirleri Azerbaycan’ın kontrolüne geçti. Savaş boyunca Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in hem X platformu üzerinden yaptığı açıklamalar hem de devlet televizyonu AzTV’deki canlı yayınlar, halk ile lider arasında güçlü bir duygusal bağ kurulmasına vesile oldu. Aliyev’in “Demir yumruk” ve “İti qovan kimi” gibi ifadeleri toplumda geniş yankı uyandırdı ve birer halk deyimi hâline geldi. Bu ifadeler, savaşın yalnızca askeri değil, aynı zamanda psikolojik ve sembolik boyutunu da yansıtıyordu.

 Savaşın ardından yalnızca askeri başarıyla yetinilmemiş, devletin sivil alanlardaki varlığı da güçlendirilmiştir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu süreçte hem kendi halkı nezdinde hem de uluslararası kamuoyunda kararlı ve etkin bir lider olarak algılanmış; elde edilen zafer, liderlik profiline yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çerçevede, 2021 yılının Ocak ayında Cumhurbaşkanı Aliyev’in onayıyla “Karabağ’ın Yeniden Canlandırılması ve Geliştirilmesi Devlet Programı” hayata geçirilmiştir. Söz konusu program, yalnızca fiziksel altyapının değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamın da yeniden tesis edilmesini amaçlayan kapsamlı bir kalkınma planı olarak değerlendirilmiştir. Program kapsamında geniş ölçekli projeler hızla uygulanmaya başlanmış, bölgedeki yeniden yapılanma süreci kurumsal bir çerçeveye kavuşturulmuştur. Yeniden canlandırılmasına yönelik geniş kapsamlı bir devlet programı hayata geçirildi. “Karabağ’ın Yeniden Canlandırılması ve Geliştirilmesi Devlet Programı”, bu yeni dönemin kurumsal temelini oluşturdu. Program kapsamında geniş ölçekli altyapı, sosyal ve ekonomik projeler hızla hayata geçirilmeye başlandı.

“Büyük Dönüş” Programı: Yeniden İnşa ve Kimlik Mücadelesi

 İşgal sürecinde Azerbaycan’ın kadim topraklarından biri olan Karabağ, yalnızca fiziki olarak tahrip edilmekle kalmamış, aynı zamanda bölgedeki millî kimliğin silinmesine yönelik sistematik girişimlere de sahne olmuştur. Şehir isimlerinin değiştirilmesi, tarihi ve dinî öneme sahip anıtların kasıtlı olarak yok edilmesi, hatta Azerbaycanlılara ait mezarlıkların dahi yerle bir edilmesi bu çabaların somut örnekleri arasında yer almaktadır. Özellikle Şuşa kentinde gerçekleştirilen yıkım, bazı uzmanlar tarafından “kentsel kültür soykırımı” şeklinde tanımlanmıştır. Bu eylemlerin temel amacı, Azerbaycan halkının bölgeyle olan tarihî bağını koparmak ve yerel hafızayı silmektir.

 İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Azerbaycan devleti, işgalden kurtarılan bölgelerdeki yıkımın boyutunu ivedilikle değerlendirmiş ve 2021 yılı itibarıyla “Büyük Dönüş” programını uygulamaya koymuştur. Bu kapsamda devlet bütçesinden 2,2 milyar manat ayrılmış ve program, uzun vadeli kalkınma stratejisinin öncelikli hedefleri arasında konumlandırılmıştır. 2023 yılında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde yaptığı açıklamada bugüne kadar bu program için toplam 7 milyar ABD doları harcandığını belirtmiş; 2024 yılı için de 2,4 milyar dolar tahsis edilmesinin planlandığını ifade etmiştir.

 Programın ilk aşaması, kurtarılan topraklardaki mayınların temizlenmesine odaklanmıştır. Bu süreçte hem yerel halk hem de ANAMA (Azerbaycan Milli Mayın Temizleme Ajansı) personeli arasında ölümler ve yaralanmalar yaşanmıştır. Ancak mayın temizliği hâlen devam etmekte olup, 2020’den bu yana 95.318 hektarlık alan temizlenmiş; toplamda 93.410 adet mayın ve patlamamış mühimmat etkisiz hâle getirilmiştir.

 Mayıs 2022 tarihinde Zengilan ilinin Ağalı köyünde “Akıllı Köy” projesi kapsamında ilk yeniden yerleşim gerçekleştirilmiştir. Projenin açılış törenine Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan’ın Birinci Başkan Yardımcısı Mehriban Aliyeva katılmıştır. Bu projenin temel amacı, köylüler için çağdaş yaşam koşulları sunmak, tarımsal verimliliği artırmak ve çevresel sürdürülebilirliği desteklemektir. “Akıllı Köy”, “Büyük Dönüş” programının ilk somut uygulamalarından biri olarak değerlendirilmektedir. Projenin ilk etabında 200 aile için modern konutlar inşa edilmiş ve Mayıs-Ağustos 2022 döneminde bu konutlara yerleşim sağlanmıştır.

 “Büyük Dönüş” programı kapsamında, 2020–2025 yılları arasında yerlerinden edilmiş kişilerin ana yurtlarına dönüşü hız kazanmıştır. Güncel verilere göre Fuzuli’ye 823 aile (3.136 kişi), Laçın’a 570 aile (2.090 kişi), Ağalı köyüne 175 aile (871 kişi), Cebrayıl’a 442 aile (1.898 kişi), Talış köyüne 20 aile (90 kişi), Zabux köyüne ise 217 aile (823 kişi) yerleştirilmiştir. Hocalı’ya ilk geri dönüş Mayıs 2024’te gerçekleşmiş, son göç ise 31 Ocak 2025’te Ballıca köyüne yerleştirilen 22 aile (94 kişi) ile tamamlanmıştır. Böylece yalnızca Hocalı ve Ballıca’ya toplam 100’ün üzerinde aile yerleştirilmiştir.

 Toplamda 2020–2025 döneminde, işgalden kurtarılan bölgelere 1.161 aileden oluşan 4.611 kişi kalıcı olarak yerleştirilmiştir. Bu bölgelerde çağdaş altyapıya uygun yaşam alanları inşa edilmiş; sosyal, teknik ve ekonomik koşullar gözetilerek halkın güvenli ve huzurlu bir hayat sürmesi için gereken tüm adımlar atılmıştır.

 Öte yandan işgal döneminde Ermenistan, bu bölgelerde herhangi bir kalkınma yatırımı gerçekleştirmemiş, aksine mevcut altyapıyı daha da tahrip etmiştir. Karabağ’ın kurtarılmasının ardından, Hocavend ilinin Edilli köyünde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bu dönemin vahşetini açık biçimde gözler önüne sermiştir. 12 farklı ülkeden gelen 26 gazeteci bu mezarları yerinde incelemiş ve tanıklıklarıyla Ermeni birliklerinin sivil Azerbaycanlılara yönelik insanlık dışı eylemlerini dünya kamuoyuna aktarmıştır. Ama baktığımızda, 2020–2025 yılları arasında Azerbaycan, işgalden kurtarılan bölgeleri yalnızca fiziksel olarak yeniden inşa etmemiş; aynı zamanda bu topraklarda tarihî hafızayı, kültürel kimliği ve toplumsal dayanışmayı yeniden canlandırmak için çok yönlü bir kalkınma süreci yürütmüştür.

 Eğitim alanında yeniden yapılanma işleri

2025 yılının son bilgilerine göre “Büyük Dönüş” programı kapsamında, kurtarılan topraklarda toplam 6 okul inşa edildi ve faaliyete başlamıştır:

  • Şuşa şehri 1 numaralı okul – 960 öğrenci
  • Hocalı şehri 1 numaralı okul – 132 öğrenci
  • Hankendi şehri 4 numaralı okul – 624 öğrenci
  • Laçin ilçesi Sus köyü okulu – 132 öğrenci
  • Cebrayıl şehrinde akademisyen Mehdi Mehdizade Ortaokulu – 960 öğrenci
  • Hocalı ilçesi Ballıca köyü okulu – 460 öğrenci

Önceki yıllarda faaliyete geçirilenler:

  • Fuzuli şehri 1 numaralı okul – 960 öğrenci
  • Laçin şehri 2 numaralı okul – 510 öğrenci
  • Laçin ilçesi Zabux köyü – 176 öğrenci
  • Ağdara ilçesi Talış köyü – 144 öğrenci
  • Zengilan ilçesi Ağalı köyü – 360 öğrenci

 Ayrıca, 3 okul öncesi eğitim kurumu da faaliyete geçirilmiştir:

  • 50 kişilik Laçin ilçesi Sus köyü kreş-anaokulu
  • 40 kişilik Hocalı ilçesi 1 numaralı kreş-anaokulu
  • 80 kişilik Hankendi şehir kreş-anaokulu

 3 okul ve 2 anaokulunun daha faaliyete geçirilmesi planlanmaktadır. 2 okul ve 3 anaokulunun inşaatı devam etmektedir.

 Şu anda kurtarılmış topraklarda 11 genel eğitim kurumu faaliyet göstermektedir. Bu eğitim kurumlarında yaklaşık 2 bin öğrenci (hazırlık okulu dahil) eğitim görmekte ve 270’den fazla eğitimci çalışmaktadır. Genel eğitim kurumlarına ek olarak, Karabağ Üniversitesi de mevcut akademik yıldan itibaren Hankendi’de faaliyete başlamıştır.

 Aynı zamanda, işgalden kurtulan ve hayatın yeniden doğduğu Fuzuli şehrinde eğitim ve sanat da gelişiyor. Öğrenciler için ortaöğretimin yanı sıra, şehirde ders dışı boş zamanlarını etkili bir şekilde değerlendirmeleri için bir Yaratıcılık Merkezi de faaliyet gösteriyor. Fuzuli’de inşa edilen ve Kazak halkının bir hediyesi olan Kurmangazy Çocuk Yaratıcılık Merkezi, 12 Mart 2024’te Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev’in katılımıyla hizmete girdi. Yaratıcılık Merkezi, 2024/2025 eğitim-öğretim yılından itibaren öğretmenlere ve öğrencilere kapılarını açtı. Bu merkez, işgalden kurtulan topraklarda sanat eğitiminin başladığı ilk eğitim kurumu olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir.

 Öncelikle Karabağ bölgesi için, Karabağ’da yaşayan halk için, sonrasında ise tüm Azerbaycan gençleri için yeni bir lisans eğitimi fırsatı yaratan Karabağ Üniversitesi’ni de söylemek gerekir. Karabağ Üniversitesi, yükseköğretimin lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde çeşitli uzmanlık alanlarındaki eğitim programlarında geniş profilli yükseköğretim görmüş uzmanlar yetiştirecektir. Karabağ Üniversitesi’nin 2024–2025 eğitim programına 1000 öğrenci kabul edilmiştir. Gelecek yıllarda branş listesinin genişletilmesine yönelik çalışmalar sürmektedir. Karabağ Üniversitesi, ilk akademik yılında (2024/2025 kabul yılı) Pedagoji Fakültesi, Ekonomi Fakültesi, Beşerî ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Sanat Fakültesi ve Turizm Fakültesi olmak üzere yedi fakülte açmıştır. Öğrenciler, toplamda 5–6 fakültede yaklaşık 20 uzmanlık alanında eğitim almaktadır.

 Kurtarılmış topraklarda insan sermayesini geliştirme alanında bir sosyal hizmet ağı kurmak amacıyla genel ve okul öncesi eğitim kurumlarının kurulması temel önceliklerimizden biridir. Bölgeye yerleşecek nüfusa kaliteli eğitim hizmetleri sunmak için eğitimi ileri standartlara uygun hâle getirmek gerekmektedir. Nüfusun geri dönüşü esas alınarak ve bölgelerin özellikleri göz önünde bulundurularak, genel eğitim okulları ve okul öncesi eğitim kurumlarının inşası ve restorasyonu hızla devam etmektedir. Okul öncesi ve mesleki eğitim kurumlarının inşasını teşvik etmek için büyük şirketler tarafından çalışmalar yürütülmektedir. Nüfusun dijital bilgi ve becerilerini artırmak için eğitim kursları düzenlenmesi planlanmaktadır.

  Yeniden Yapılanmanın Stratejik Boyutları

 Karabağ’da yürütülen yeniden yapılanma süreci, yalnızca mevcut zararların telafisiyle sınırlı kalmamış; aynı zamanda bölgenin uzun vadeli kalkınma dinamiklerini de kapsamıştır. Tarım açısından elverişli topraklara sahip olan bu coğrafyada modern sulama sistemleri kurulmakta, hayvancılıkla ilgili altyapı yenilenmekte ve yerli kooperatifler vasıtasıyla tarımın canlandırılması amacıyla projeler hayata geçirilmiştir. Aynı zamanda Karabağ’ın “Yeşil Enerji Bölgesi” ilan edilmesiyle birlikte, güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyelinden yararlanmak üzere enerji yatırımlarına öncelik verilmiş; bu doğrultuda yerli ve yabancı şirketler tarafından ilk projeler gerçekleştirilmiştir.

 Sosyal olarak, bölgeye geri dönen nüfusun uyumunu ve sürdürülebilir geçimini sağlamak için adımlar atıldı. Yeni açılan okullar, anaokulları, sağlık merkezleri ve toplum merkezleri, sakinlerin ihtiyaçlarına cevap veriyor. Ayrıca devlet, kadınlar ve gençler için istihdam teşvikleri, mesleki kurslar ve mikro finans fırsatları yarattı. Tüm bu önlemler yalnızca göçü fiziksel olarak hayata geçirmeyi değil, aynı zamanda Karabağ’da uzun vadeli ve istikrarlı bir sosyal yaşam kurmayı da hedefliyor.

 Bölgenin restorasyonu sürecine uluslararası ortaklar da dâhil oldu. Birçok yabancı ülkeden şirketler (özellikle Türkiye, İtalya, İsrail ve İngiltere) inşaat, enerji ve tarım sektörlerine doğrudan katıldı; UNESCO ve ICESCO gibi uluslararası örgütler ise kültürel mirası korumak ve belgelemek için değerlendirme misyonları yürüttü. Tüm bu önlemler, Karabağ’ın yalnızca yeniden inşa edilen bir bölge olmadığını, aynı zamanda bölgesel iş birliği ve entegrasyon için bir platform hâline geldiğini göstermektedir. 

Karabağ: Geçmişten Geleceğe Uzanan Yeniden İnşa

 İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan topraklarında yürüttüğü yeniden yapılanma süreci, yalnızca fiziksel tahribatın giderilmesine değil, aynı zamanda bölgenin tarihî hafızasının, sosyal dokusunun ve ekonomik potansiyelinin yeniden canlandırılmasına yönelmiştir. “Büyük Dönüş” programı çerçevesinde hayata geçirilen projeler, stratejik planlama ve uzun vadeli kalkınma hedefleri doğrultusunda şekillenmekte; bölge halkının geri dönüşünü destekleyen bütüncül bir yaklaşım ortaya koymaktadır.

 Tarım, enerji ve turizm gibi sektörlerde atılan adımlar, eğitim alanında yapılan işler, Karabağ’ın yalnızca ulusal sınırlar içinde değil, aynı zamanda bölgesel düzeyde de önemli bir merkez hâline geleceğinin işaretini vermektedir. Aynı zamanda toplumsal entegrasyon ve sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturulması yönünde atılan adımlar, bu dönüşümün sadece yapısal değil, insani bir boyutu da olduğunu ortaya koymaktadır.

 Azerbaycan’ın yürüttüğü bu yeniden inşa süreci, işgal sonrası toparlanmanın ötesinde; adaletin, aidiyetin ve geleceğe dair güvenin yeniden tesis edildiği çok boyutlu bir devlet politikası olarak değerlendirilebilir. Karabağ, artık sadece geçmişin hatıralarını değil, geleceğe dair umutları da, ümidi de içinde taşıyan bir bölgeye dönüştü — ve dönüşmeye de devam edecek.

Kaynaklar:

https://president.az/az/articles/view/57883

https://www.anl.az/down/meqale/respublika/2023/mart/839404(meqale).pdf

https://zengezur.com/index.php/kh-b-rl-r/472-zhasidish-2024

https://president.az/az/articles/view/56208

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2260006

https://ikisahil.az/post/303178-qarabagda-toredilen-vandalizm-besher-medeniyyetine-vurulmush-boyuk-zerbedir

https://oxu.az/tr/siyasett/ilham-aliyev-2025-yilinin-onceligini-acikladi-buyuk-donus-programi-hizlandirilacak

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/azerbaycanda-karabaga-buyuk-donus-icin-calismalar-suruyor/2161447

https://modern.az/medeniyyet/489661/qarabaghda-grulen-medeni-yenidenqurma-ishleri-siyahi/

https://informator.az/news_8397.html

https://portal.azertag.az/az/node/30643

https://azertag.az/xeber/qarabagda_mekteblerin_insasi_ve_tehsil_quruculugu_xalqin_milli_menevi_yukselisine_xususi_qayginin_tezahurudur__serh-3181302

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TÜDİM © 2025