loader image
İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AZERBAYCAN’DA SU STRESİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Giriş

Azerbaycan, Güney Kafkasya’da stratejik bir konumda yer alırken, giderek artan bir çevresel tehditle karşı karşıyadır: su krizi ve su stresi. Bu sorun, hem kırsal hem de kentsel alanları etkileyen, ekonomiyi, halk sağlığını ve sürdürülebilir kalkınmayı tehdit eden karmaşık bir krizdir. Azerbaycan’ın toplam yenilenebilir su kaynakları yaklaşık 32 milyar m³ olup bunun %70’inden fazlası sınır ötesi sulara bağımlıdır. Bu bağımlılık, özellikle iklim değişikliği, nüfus artışı, sanayi ve tarım faaliyetlerinin artmasıyla birlikte Azerbaycan’ı kırılgan hale getirmiştir. Ülke, su zengini bir coğrafya olmamakla birlikte, Trans kafkasya’daki su politikalarından da etkilenmektedir. Bu analiz, Azerbaycan’da artan su stresinin nedenlerini, mevcut verilerle desteklenmiş etkilerini, potansiyel sonuçlarını ve çözüm önerilerini kapsamlı şekilde ele almayı amaçlamaktadır.

 

Bağlam ve Arka Plan

Azerbaycan’ın su sorunları, Sovyetler Birliği dönemine kadar uzanır. Bu dönemde yapılan altyapı planlamaları, bugün artık yaşlanan sistemler haline gelmiş ve yenilenmemiştir. 2000’li yıllarla birlikte tarımsal sulama talebindeki artış, şehirleşme ve endüstriyel gelişim, su kaynaklarının kontrolsüz kullanımına yol açmıştır.

Ülkenin büyük su kaynakları olan Kura ve Aras nehirleri Gürcistan, Ermenistan ve İran’dan doğmaktadır. Bu durum, Azerbaycan’ın su politikalarını dış ilişkilerle de şekillendirmek zorunda bırakmaktadır. Aynı zamanda Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, coğrafi olarak ana karadan izole olduğundan, su stresi açısından özel bir bölgedir. 2020 Karabağ Savaşı sonrası yeniden inşa edilen bölgeler de ek su talebi oluşturmuştur.

 

Veriler ve Temel Bulgular

  • 2022 yılında kişi başına düşen su miktarı yaklaşık 1.100 m³ olarak ölçülmüştür (su stresi sınırı: 1.700 m³).
  • Tarımsal faaliyetler toplam su tüketiminin %70’ini oluşturmaktadır.
  • Su kayıp-kaçak oranı şehirlerde %35’in üzerindedir.
  • Azerbaycan’da toplam 138 baraj ve rezervuar bulunmasına rağmen bunların önemli bir kısmı sedimantasyon ve teknik yetersizlik nedeniyle kapasitesini kaybetmiştir.
  • 2023 yılında yayımlanan BM Su Raporu’na göre, Kura-Aras havzası Orta Asya’nın en su stresi yaşayan bölgelerinden biri olarak tanımlanmıştır.
  • 2000’li yıllarda kişi başına düşen su miktarı 1.700 m³ civarındayken bu değer, 2020’li yıllarda %35 azalmıştır. Bu düşüş, hem doğal kaynakların azalmasından hem de tüketimin verimsizliğinden kaynaklanmaktadır.

 

Neden-Sonuç İlişkisi

 

  1. İklim Değişikliği: Artan sıcaklıklar, buharlaşmayı artırmış, yağış rejimleri bozulmuştur.
  2. Sınır Aşan Sulara Bağımlılık: Gürcistan, Ermenistan ve İran’daki su politikalarının etkisi büyüktür.
  3. Tarımda Verimsiz Sulama: Modern sulama teknikleri yaygın değildir.
  4. Altyapı Eksiklikleri: Yaşlanan boru hatları ve rezervuarlar etkisiz hale gelmiştir.
  5. Sanayi ve Kentsel Baskılar: Büyüyen şehirler su kaynakları üzerinde baskı oluşturmaktadır.

Sonuçlar

  • Kısa Vadeli: Tarımsal üretkenliğin azalması, su kesintileri, kırsalda göçler.
  • Uzun Vadeli: Gıda güvenliği sorunları, kırsal fakirlik, bölgesel gerginlikler, su temelli göçlerin artması.

 

Alternatif Görüşler ve Senaryolar

  • Pozitif Senaryo: Azerbaycan, su verimliliği politikalarını güçlendirir, modern tarım teknolojilerine geçer, barajları rehabilite eder. Bu durumda kişi başı su miktarı stabilize olur.
  • Negatif Senaryo: Su kayıpları önlenemez, iklim değişikliği etkileri artar, bölgesel iş birliği sağlanamaz. Bu durumda su başlıca çatışma konularından biri haline gelir.

Riskler ve Fırsatlar

Riskler:

  • İçme suyuna erişimde kesintiler,
  • Bölgesel politik istikrarsızlık,
  • Gıda üretiminde düşüş.

Fırsatlar:

  • Su yönetimi alanında teknolojik yatırımlar,
  • Uluslararası iş birlikleri (örn. Dünya Bankası ve GEF destekli projeler),
  • Su geri kazanım sistemlerinin kurulması (gri su, yağmur suyu hasadı).

 

Sonuç ve Değerlendirme

Genel Değerlendirme

Azerbaycan’da su krizi yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal etkileri olan çok yönlü bir krizdir. Mevcut su kaynaklarının etkin kullanımı, suyun yönetimi ve sınır aşan su politikalarının diplomasi yoluyla çözümlenmesi hayati önem taşımaktadır.

Yapılması Gerekenler

Kısa Vadede:

  • Su kayıp-kaçak oranlarının azaltılması için altyapı yatırımları,
  • Tarımda damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması,
  • Su kullanımına dair kamu bilinçlendirme kampanyaları.

Uzun Vadede:

  • Ulusal Su Stratejisi’nin oluşturulması ve uygulanması,
  • Ar-Ge yatırımlarıyla akıllı su sistemlerinin hayata geçirilmesi,
  • İklim değişikliğine uyum politikalarının güçlendirilmesi,
  • Su havzaları için entegre yönetim sistemlerinin kurulması.

Gülşah Bakırlı

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TÜDİM © 2025