İsrail, Sovyetler‘in çöküşünün ardından Azerbaycan’ın bağımsızlığını 25 Aralık 1991’de ilk tanıyan ülkelerden biri olmuştur. 7 Nisan 1992’de iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmuştur. 1993 yılında İsrail, Bakü’de büyükelçilik açmış olsa da Azerbaycan, İsrail ile ilişkilerini stratejik çıkarlar üzerine inşa etmiştir. Azerbaycan, İsrail’den askeri teknoloji temin etmiş, İsrail ise Azerbaycan’ın enerji kaynakları ve jeopolitik konumundan faydalanmıştır. Azerbaycan, İsrail’in enerji ihtiyaçlarını karşılayan önemli bir ihracatçı konumundadır. İsrail’de Azerbaycan’ın en büyük silah ithalatçısıdır. İran’ın bölgedeki etkisi, nükleer programı, İsrail ve Azerbaycan arasındaki istihbarat bağlantılarını ve iş birliğini güçlendiren faktörlerden biridir. Azerbaycan, İsrail’in ithal ettiği akaryakıt ihtiyacının %40’ını tedarik etmekte ve İsrail’e silah satışı yapmaktadır. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün raporuna göre, İsrail’in askeri silah ihracatının %17’si Azerbaycan’dan yapılmaktadır.
Savunma sanayi iş birliğinin gelişmesi açısından çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. 2011 yılında İsrail savunma şirketi, insansız hava araçları üretiminde bulunmak amacıyla Azerbaycan’a fabrika açmıştır. İsrail’in Azerbaycan’a sağladığı silah desteği, Ermenistan’a karşı üstünlük elde etmesinde rol oynamıştır. İsrail, Azerbaycan’da askeri eğitimler vermiş ve istihbaratın gelişmesini sağlamıştır.
2007 yılında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Asya GSS kapsamında Bakü’den Azerbaycanlı yetkililerle buluşma gerçekleştirmiştir; bu ilk resmi görüşmedir. İsrail rejimin eski Cumhurbaşkanı, 2009 yılında Azerbaycanlı yetkililerle bir görüşme yapmıştır. İlişkiler daha sonra dışişleri bakanları düzeyinde devam etmiştir. 2016 yılı sonrası ilişkilerde sıçrama olmuştur. 13 Aralık 2016’da Netanyahu, Azerbaycan’a ziyaret etmiş, Azerbaycan hükümeti ile İsrail arasında ortak komisyon oluşturulmuştur. Ardından diplomatik ziyaretler devam etmiştir.
Azerbaycan hem ticaret hem de turizm çalışmaları için Temmuz 2021’de Tel Aviv’de ticaret temsilciliği, Mart 2022’de ise turizm ofisi açmıştır. Azerbaycan, İsrailli turistler için özel bir turizm merkezidir. Kırmızı Kasaba gibi tarihi ve kültürel mekanları İsrailli turistler ziyaret etmektedir. En nihayetinde, 11 Ocak 2023 tarihinde Azerbaycan, ilk kez İsrail’e büyükelçi atamıştır.
İsrail ve Azerbaycan arasındaki ilişkinin gelişiminde, Azerbaycan’da yaşamış ve bir kısmı İsrail’e göç etmiş olan Yahudilerin desteği önemli bir rol oynamıştır. Azerbaycan, Yahudi kültürünün korunmasına hoşgörülü bir ortam sağlamıştır. Azerbaycan’da 18. yüzyıldan beri, Azerbaycan’ın Quba şehrinde resmi olmayan rakamlara göre sayıları 7 bini bulan bir Yahudi grubu yaşamaktadır. Bu grup, uzmanlara göre Bakü ile Tel Aviv arasında bir köprü gibidir. Hatta bu grubun lideri, ikinci Karabağ Savaşı’ndan önce, İsrail ile Azerbaycan arasındaki dostluğun önemine vurgu yapmıştır. Azerbaycan’ın Karabağ’a yönelik politikalarını desteklemesiyle de iki ülke arasındaki ilişkilerin seyri ayrı bir önem kazanmıştır. Bununla birlikte Azerbaycan’da yaklaşık 20 adet Yahudi sosyal kültürel hayır kurumu, Yahudi ve Avrupa İsrail Derneği, Azerbaycan Yahudi Kadınlar Derneği ve benzeri kurumlar örnek verilebilir.
İkinci Karabağ Savaşı’nda İsrail’in Azerbaycan’a sağladığı destek ve İran’ın Ermenistan’ı desteklemesi, iki ülkeyi daha da yakınlaştırmıştır. 2020 Dağlık Karabağ Savaşı’nda iki ülke arasındaki istihbarat paylaşımları artarken, İsrailli şirketler Karabağ’ın yeniden inşasında yatırım yapmıştır.
Bakü ve Tel Aviv ilişkileri hakkında en doğru yorum, belki de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in dediği gibi,” ilişkilerimizin buzdağına benzer göründüğünden çok daha derin olduğudur.” İki taraf arasındaki yakın iş birliği tarihe bakılmaksızın görülmektedir. Gazze’deki son gelişmelerde Azerbaycan medyasının tutumu, Bakü hükümetinin Tel Aviv ile ne kadar dostane ilişkiler içerisinde olduğunu göstermektedir. Azerbaycan, İsrail ile olan stratejik ilişkilerini Gazze krizine rağmen korumaya çalışmaktadır. Türkiye gibi müttefiklerinin de tepkisini çekmek istememektedir. Bu yüzden denge politikası izlemektedir. Bakü, Gazze meselesinin uluslararası düzeyde çözülmesini ve İsrail ile olan yakın ilişkilerini sessizce devam ettirmeyi istemektedir.
Azerbaycan-İran ilişkileri açısından incelendiğinde; coğrafi yakınlık, tarih, kültür ve din gibi unsurlarla derin köklere sahip olan iki devlet görülmektedir. Zaman zaman problemler ortaya çıksa da iki devlet de ekonomik ve ticari ilişkiler açısından bölgesel işbirliği içerisindedir. Tarihe bakıldığında; Azerbaycan topraklarının Türkmençay ve Gülistan Antlaşmaları ile ikiye bölünmesi sonrası büyük bir kısmı İran’da kalmış ve şu an İran’ın içinde 25 milyondan fazla Azerbaycanlı yaşamaktadır.
İran, Azerbaycan’ın bağımsızlığını 20 Mart 1920’de imzalanan dostluk antlaşması ile resmen tanımıştır. Sovyetler Birliği işgali sonrası Azerbaycan bağımsızlığını kaybetmiş, birliğin dağılmasından sonra 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. İran, Azerbaycan’ı ilk tanıyan ülkelerden biridir ancak tanıma aşamasında Elçi Bey yönetiminin Türk milliyetçisi politikalarından endişelenmiştir. 1992’de diplomatik ilişkiler kurulmuştur. 2003 yılında Haydar Aliyev’in iktidara gelmesiyle İran ile komşuluk ve iş birliği siyaseti yürütülmüştür. Aliyev, Nahçıvan’da bulunduğu dönemde İran ile iyi ilişkiler kurmayı başarmıştır. İlham Aliyev döneminde de aynı şekilde İran ile dostluk ve iş birliği siyasetine devam politikası izlenmiştir.
90’lı yıllarda Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali, Azerbaycan’ın zayıf duruma düşmesine neden olmuş ve İran bu durumdan faydalanmıştır. Aynı zamanda Azerbaycan içindeki etkisini artırmak için çeşitli kültürel faaliyetler yürütmüştür ancak Azerbaycan’ın askeri ve ekonomik olarak güçlenmesiyle İran’ın bölgedeki etkisi azalmıştır.
Azerbaycan ile İran arasında Güney Azerbaycan meselesi önemli bir yer tutmaktadır. İran’da yaşayan Azerbaycanlılar, iki ülke arasında zaman zaman gerilime sebep olmaktadır. Güney Azerbaycan meselesi, İran ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerde önemli bir rol oynamaktadır çünkü İran sınırları içinde yaşayan Azerbaycan kökenli yazar, şair ve sanatçıların faaliyetleri Azerbaycan ile ilişkilendirilip İran resmi yöneticileri tarafından “İran şairi, yazarı” olarak adlandırılması karşılıklı itirazlara sebep olmaktadır. Bağımsız Azerbaycan ve İran arasında jeopolitik bir tezat olduğu düşünülmektedir. Her iki taraf da konuya varlık ve güvenlik problemi olarak bakmaktadır.
İran, Azerbaycan’ı kendine tehdit olarak görmektedir. Azerbaycan Cumhuriyeti içindeki Güney Azerbaycan potansiyeli, İran için Azerbaycan adının bile sorun olmasına neden olmaktadır. İran’ın Azerbaycan için özel planlar hayata geçirme teşebbüsleri, Haydar Aliyev iktidarının konuya kapılarını tam kapatmaması nedeniyle konunun güncelliğinin korunmasına neden olmuştur. İran’da bazen Azerbaycan Cumhuriyeti’yle ilgili Kuzey İran ifadeleri kullanılmıştır. 2006’da Bakü’de yapılan Dünya Azerbaycanlılara Kurultayı’nda konuşmalar yapılmış, bu konuşmalar Azerbaycan ve İran arasında gerginlik yaratmıştır. İran’ın Azerbaycan Büyükelçisi sert açıklamalar yapmış ve Azerbaycan’a nota vermiştir.
Bu durum iki taraflı ilişkilere gölge düşürmüştür. İran’daki Azerbaycan Türklerinin durumu, İran ile ilişkilerin anlaşılması açısından önemli bir faktördür. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin varlığı, İran’daki ulusal hareketler üzerinde önemli etkiye sahiptir. İran, Azerbaycan’ı siyasi yörüngeye sokmaya ve İran’ın Türk nüfusu üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Türk dünyasına karşı ideolojik mücadele, Tahran’ın resmi politika özelliklerindendir. İran’daki Türklere yönelik baskıcı önlemler ve polis rejimi de artmaktadır.
Bölgede her ne kadar iş birliği içinde olsalar da Hazar enerji kaynakları; rekabet ve farklı dış politika tercihleri bulunan iki ülkeyi etkileyen faktörler arasındadır. Azerbaycan ve İran arasında petrol, doğal gaz, elektrik enerjisi ve nakliye gibi alanlarda iş birliği vardır. Güney-Kuzey koridoru, İran ve Azerbaycan için büyük önem taşımaktadır. İki ülkenin ticaret hacmi büyümeye devam etmektedir; ancak İran’ın ticareti, Rusya ile ticareti Azerbaycan üzerinden geçen Kuzey-Güney koridoruna bağlı durumdadır. Tahran, Azerbaycan’a yönelik gerilimi kontrollü tutmaya çalışsa da Türkiye’nin ve Batı’nın Azerbaycan’ı desteği nedeniyle doğrudan bir askeri çatışmadan kaçınmaktadır. Son dönemde gerginliği azaltmaya yönelik görüşmeler yapılmıştır. Bölgedeki güç dengesi açısından Bakü’nün konumu giderek güçlenmektedir.
İran, hem Azerbaycan hem de Ermenistan ile ilişkilerini sürdürmeye çalışması zaman zaman Azerbaycan tarafından eleştirilmiştir. Özellikle Dağlık Karabağ sorunundaki İran’ın tutumu Azerbaycan için önemlidir. Azerbaycan’ın Türkiye’nin desteğiyle kazandığı zafer, İran’da büyük rahatsızlık yaratmıştır. İran, Azerbaycan’ın İsrail ve Türkiye ile yakınlaşmasından endişe duymuştur. Zengezur Koridoru’nun açılmasına karşı çıkmış, sınırda askeri tatbikatlar düzenlemiştir. Azerbaycan yönetimi, İran karşıtı söylemlerini artırmış ve Güney Azerbaycan konusunu gündeme getirmiştir. Karabağ savaşında Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanması, İran ve Azerbaycan arasındaki gerginliği artırmıştır. Azerbaycan, İsrail ile ilişkilerini geliştirmiş, Türkiye ile İsrail yakınlaşmış ve Bakü, İran’daki Azerbaycan Türklerinin gündeme getirilmesini sağlamıştır. Bu durum İran’ın tepkisini çekmiş, İran sınırında askeri tatbikatlar yaparak Azerbaycan’a karşı sert söylemlerde bulunmuştur.
2023’te Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliğine yapılan saldırı ilişkileri iyice germiştir. Azerbaycan bu saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirirken, İran bunu kişisel husumet olarak açıklamıştır. 2023’teki bu saldırı sonrası ilişkiler daha da kötüleşmiştir. Azerbaycan, İran’ı suçlamış ve İsrail de büyükelçilik açarak yanıt vermiştir. İran ise Ermenistan ile ilişkilerini güçlendirerek Zengezur koridoruna karşı çıkmıştır.
İran Cumhurbaşkanı Pezeshkian, 2024 yılında Azerbaycan Başbakanı Şahin Mustafayev’i kabul etmiştir. Bu görüşmede Azerbaycan ve İran’ın ortak tarih ve kültüre sahip olduğu vurgulanmış, ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdikleri belirtilmiştir. İran Cumhurbaşkanı, bölgedeki sorunların dış güçler olmadan çözülmesi gerektiğini savunmuş, iki ülke arasındaki antlaşmaların hızlıca uygulanmasının önemine dikkat çekmiştir. Ayrıca, Tahran Büyükelçiliğine yapılan saldırının hukuki sürecinin takip edildiğini ifade etmiştir.
İsrail’in Azerbaycan’ı desteklemesinin temel nedenleri çeşitli faktörlere dayanmaktadır. İsrail, Azerbaycan’ı destekleyerek İran’ı kuşatmayı ve bölgesel güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. İran’a olası bir müdahale, Azerbaycan’ı İsrail için stratejik yakınlık kurabileceği bir bölge olarak görmektedir. İran; Azerbaycan’ın İsrail ile yakınlaşmasını tehdit olarak görmekte, Ermenistan ile ilişkilerini güçlendirerek Azerbaycan’a karşı denge sağlamak istemektedir. İran basını, yıllardır Azerbaycan’ın İsrail’e askeri üs sağladığı yönünde iddialarda bulunmaktadır. Ancak Azerbaycan bu iddiaları sürekli yalanlamıştır.
Azerbaycan; Ortadoğu’da dostane bir ülke ve müttefik olarak görülmekte, İsrail’in bölgedeki stratejik önemde olan diğer müttefiklerle ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı olmaktadır. İsrail’in bölgedeki ittifaklarının genişletmesine ve etkilerinin artmasına zemin hazırlamaktadır.
İsrail, Azerbaycan ile iş birliği yaparak İran’ın bölgedeki etkisini sınırlandırmayı amaçlamaktadır. Azerbaycan ve İsrail iş birliği yapmasındaki en önemli konulardan biri, İran’a karşı duyulan güvensizliktir. İran, Azerbaycan’ı uzun süredir eleştirmekte ve Ermenistan’ı desteklemektedir. İsrail ise Azerbaycan’ı İran’a karşı bir denge unsuru olarak görmektedir. Bakü ve Tahran arasındaki ilişkilerde yumuşama adımları atılsa da Azerbaycan’ın İsrail’le bağlantılarını tamamen koparması beklenmemektedir. Azerbaycan dış politikasını dengeleri gözeterek İsrail ve İran ile ilişkilerini dikkatli bir şekilde yürütmektedir.
İran, Rusya ve Çin ile iş birliği yaparak aradaki gerginliği kontrol altına almayı hedeflemektedir. Zengezur Koridoru’nu “NATO koridoru” olarak tanımlamaktadır Moskova ve Pekin’i bu meselede yanında görmek istemektedir. Zengezur Koridoru, Azerbaycan’a ulaşmanın yanı sıra Türkiye ile Orta Asya arasındaki kara bağlantısını da güçlendirecektir. İran, bu koridorun açılmasının kendi çıkarlarına zarar vereceğini düşündüğü için şiddetle karşı çıkmaktadır. Eğer Zengezur koridoru açılırsa, Azerbaycan’ın İran’ı baypas etme ihtimali İran için ciddi bir tehdit anlamına gelmektedir. Bu nedenle İran, Azerbaycan’a karşı askeri ve diplomatik baskılar ile bu projeyi engellemeye çalışmaktadır.
Son olarak bir parantez açmak gerekirse, Fransa’nın Ermenistan ile olan ilişkileri de İran’ın Azerbaycan’a yönelik politikalarında önemli bir rol oynamaktadır. Fransa, Ermenistan’a destek verdiği için İran’ın stratejik bir alan açmaktadır. İran, Ermenistan’ın güvenliği açısından kritik bir ülke olarak görmekte ve bu nedenle Ermenistan’ın yanında durmaktadır.
Kaynakça:
https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/rapor-israil-in-guney-kafkasya-stratejisi.pdf
https://www.turksam.org/detay-guney-kafkasya-ekseninde-azerbaycan-israil-iliskileri
https://tr.mehrnews.com/news/1912073/Azerbaycan-%C4%B0srail-i-neden-destekliyor
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4025737
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/3-soruda-azerbaycan-israil-arasi-diplomatik-temaslar/2914562
www.mepanews.com/azerbaycan-israilin-sessiz-dostu-14291yy.htm
https://fikirturu.com/jeo-politika/iran-azerbaycan-gerginligi-nereye-varacak/
https://iramcenter.org/iran-azerbaycan-gerginliginin-dunu-ve-bugunu-2216
https://iramcenter.org/iran-azerbaycan-geriliminin-gelecegi-2365
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1249713
YAZAN: SUDE AFŞAR
İlk yorum yapan siz olun